Ana içeriğe atla

James Arthur - Embers Türkçe Çeviri

 James Arthur - Embers Türkçe Çeviri



All that I wanted wasn’t all that you needed.

Did you find a in place the city, stone’s throw from the underground, the adrenaline rush that you always talked about?

I’m still not healing coz you’re the one I should be with.

A two up down to down and a garden, 3 kids and our parents around.

All the simple dreams that we always talked about.


I think about you now and then it hurts me a little.

And I’m sorry but it haunts me a little.

I wish we could have found a way to meet in the middle

And it’s tragic

That even now

I can’t let go


I’m reminded of you in Septembers,

When we fell like the autumn leaves, oh aye

You’re the fire that died, I’m the embers.

You’re the other half of me, oh aye


Are you with somebody somewhere? Did you find a better me? Is your life without me all that you 

hoped it would be?


I think about you now and then it hurts me a little.

And I’m sorry but it haunts me a little.

I wish we could have found a way to meet in the middle

And it’s tragic

That even now

I can’t let go


And I can’t let go

and I want you to know

I think about you now and then it hurts me a little.

And I’m sorry but it haunts me a little.

I wish we could have found a way to meet in the middle

And it’s tragic

That even now

I can’t let go


All that I wanted wasn’t all that you needed

 

James Arthur - "Embers" Şarkısı Çevirisi ve Analizi

1. Kıta:

Çeviri: All that I wanted wasn’t all that you needed. Tüm istediğim, senin ihtiyacın olan şey değildi.

Did you find a in place the city, stone’s throw from the underground, the adrenaline rush that you always talked about? Şehirde, yeraltından taş atımı uzaklıkta, her zaman konuştuğun o adrenalin dalgasını buldun mu?

I’m still not healing coz you’re the one I should be with. Hala iyileşemedim çünkü birlikte olmam gereken kişi sensin.

A two up down to down and a garden, 3 kids and our parents around. Bir iki kat yukarı, aşağıya ve bir bahçe, 3 çocuk ve etrafımızda aileler.

All the simple dreams that we always talked about. Hep konuştuğumuz o basit hayaller.

Analiz: Bu kıta, bir ilişki içinde yaşanması gereken şeylerin hayalinin ve beklentilerinin farkını ortaya koyuyor. Şarkıcı, birlikte olmayı istediği kişiyle hayal ettiği hayatı düşünüyor: çocuklar, bahçe, ailelerle çevrili bir hayat. Ancak, "istediği" şeyin "ihtiyaç duyulan" şeyle uyuşmadığını fark ediyor, bu da ilişkinin bir şekilde doğru şekilde işlemediğini gösteriyor.

2. Kıta:

Çeviri: I think about you now and then it hurts me a little. Bazen seni düşünüyorum ve biraz canım acıyor.

And I’m sorry but it haunts me a little. Ve üzgünüm ama biraz ruhumu sıkıyor.

I wish we could have found a way to meet in the middle. Keşke bir şekilde ortada buluşabilseydik.

And it’s tragic Ve bu trajik

That even now Hâlâ

I can’t let go Bırakamıyorum.

Analiz: Şarkıcı, geçmiş ilişkisini düşünürken yaşadığı acıyı ifade ediyor. İlişkideki eksiklikleri, birbirine tam olarak yaklaşamadıklarını ve duygusal olarak birbirinden uzaklaştıklarını kabul ediyor. "Bırakamamak" hem duygusal bağların gücünü hem de geçmişin etkisini vurguluyor. "Keşke ortada buluşabilseydik" ifadesi, iletişim ve anlayış eksikliğini yansıtan bir dilektir.

Nakarat:

Çeviri: I’m reminded of you in Septembers, Eylül’de seni hatırlıyorum,

When we fell like the autumn leaves, oh aye. Sonbahar yaprakları gibi düştüğümüzde, oh evet.

You’re the fire that died, I’m the embers. Sen ölen ateşsin, ben korlarım.

You’re the other half of me, oh aye. Sen benim diğer yarımsın, oh evet.

Analiz: Bu kısımda sonbahar, ilişkinin başlangıcı ve bitişiyle özdeşleşmiş. Eylül ayında, her şeyin başladığı, ama şimdi bir parçası eksik olan ilişkinin anıları yeniden canlanıyor. "Sen ölen ateşsin, ben korlarım" ifadesi, bir ilişkinin sona erdiğini ama hala sönen bir ateşin kalıntılarının var olduğunu belirtiyor. Burada, bir tarafın daha "canlı" olduğunu, diğer tarafın ise geçmişin kalıntılarıyla baş başa kaldığını anlatıyor. "Sen benim diğer yarımsın" da bir tamamlanmışlık arayışını ve hala bitmeyen bir bağ hissini simgeliyor.

3. Kıta:

Çeviri: Are you with somebody somewhere? Did you find a better me? Is your life without me all that you hoped it would be? Başka biriyle misin? Benden daha iyi birini buldun mu? Ben olmadan hayatın, umduğun gibi mi?

Analiz: Bu kısımda şarkıcı, kaybettiği ilişkiye duyduğu özlemi ve geride kalan kişinin, ilişkilerinden sonra daha iyi bir yere gelmesini umuyor. Bu soru, şarkıcının kendisini kıyaslama ve kendi değeri hakkında belirsizlik yaşadığını gösteriyor. Aynı zamanda kaybetmenin yarattığı bir tür gurur kırıklığını ve çözülmemiş duygusal soruları yansıtıyor.

Tekrar Nakarat ve Kapanış:

Şarkının geri kalanı tekrar baştaki duygusal temaları vurguluyor. İlişkinin bitmesinin ardından bırakılmayan duygusal bağlar, acı ve çözülmeyen sorular şarkının ana temasını oluşturuyor. Şarkıcı hala geçmişin etkisi altında, ilişkideki olasılıkları düşündükçe acı duyuyor ve "bırakamıyor."

Genel Analiz: "Embers," bir ilişkinin sona ermesinin ardından hissedilen duygusal karmaşıklığı anlatan bir şarkıdır. Şarkıcı, geçmişteki hayalleri ve ilişkisini düşünürken hem duygusal bağların hala var olduğunu hem de bu bağlardan kurtulmanın zorluğunu vurguluyor. Sözler, kaybetmenin acısını, karşılıklı anlayış eksikliğini ve bir şeylerin tam olarak eksik kalmış olduğunu ifade ediyor. Şarkıdaki semboller, ateşin söndüğü ama korların hala var olduğu bir ilişkiyi anlatıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...