Ana içeriğe atla

Kane Brown - Backseat Driver TÜRKÇE ÇEVİRİ

 Kane Brown - Backseat Driver TÜRKÇE ÇEVİRİ


### 1. Kıta  

**Sözler:**  

*7:30 in the morning in a Mickey D's drive thru  

Two muffins, one coffee, and a little bitty orange juice  

I saw a man with a sign on the corner  

I rolled my window down, handed him a dollar  

That's when I heard her ask, "Hey, Daddy, who was that?"  

And before I could answer back, she said…*


**Çeviri:**  

Sabah 7:30’da McDonald's’ın arabaya servisinde  

İki muffin, bir kahve ve bir küçük portakal suyu  

Köşede elinde tabela tutan bir adam gördüm  

Camı indirdim, ona bir dolar verdim  

İşte o zaman kızım sordu: “Baba, o adam kimdi?”  

Daha cevap veremeden dedi ki…


**Analiz:**  

Bu bölüm, küçük ve sıradan bir sabah anını anlatır. Çocuğun duyarlılığı, babasının verdiği küçük iyilikle şekillenir. Anlatıcının, kızının meraklı sorularına yanıt vermeden önce onun dünyayı nasıl sorguladığını fark etmesi, şarkının empati ve farkındalık temalarını vurgular.


---


### 2. Kıta  

**Sözler:**  

*"Daddy, look, there's a plane in the sky  

Are we there yet? Did you just see that dog run by?  

Do squirrels have houses in the trees?  

Why'd God put stingers on honeybees?"  

It's crazy all the things she sees on the side of the road  

Out of that window beside her  

I wish I could be more like her  

My little dangling feet, pretty in pink, backseat driver*


**Çeviri:**  

“Baba, bak, gökyüzünde bir uçak var!  

Oraya geldik mi? O az önce geçen köpeği gördün mü?  

Sincapların ağaçlarda evi var mı?  

Tanrı neden arılara iğne koymuş?”  

Ne kadar çok şey görüyor yolda  

Yanındaki camdan bakarken  

Keşke ben de onun gibi olabilsem  

Küçük pembe ayaklarıyla arka koltukta oturan şoförüm


**Analiz:**  

Bu kıta, çocuğun dünyayı sorgulama ve hayal gücü gücünü sergiler. Kız çocuğu, etrafındaki her şeye karşı hayranlık duyarken, babası onun bu saflığını ve merakını kıskanır. Çocukların hayatı daha dolaysız ve renkli gördüklerini vurgulayan bir bölüm.


---


### 3. Kıta  

**Sözler:**  

*Later on that day, on the highway back home  

I saw a lady in a black Mercedes yelling at her phone  

She flew by me with her finger in the air  

And I had to act like I didn't care  

And that's when I heard her ask, "Daddy, why was she so mad?"  

Before I could answer back, she said…*


**Çeviri:**  

O günün ilerleyen saatlerinde, eve dönüş yolunda  

Siyah bir Mercedes’te bir kadının telefonda bağırdığını gördüm  

Yanımdan hızla geçti, orta parmağını kaldırarak  

Ve umursamamış gibi yapmak zorunda kaldım  

İşte o zaman kızım sordu: “Baba, o kadın neden bu kadar kızgındı?”  

Daha cevap veremeden dedi ki…


**Analiz:**  

Burada, yetişkinlerin stresli ve öfkeli dünyasıyla çocuğun basit soruları arasındaki zıtlık öne çıkar. Kızın sorusu, yetişkinlerin öfkelerine karşı duyarlılığı temsil eder. Şarkı, yetişkinlerin tepkilerini ve toplumsal davranışları çocukların nasıl algıladığını vurgular.


---


### 4. Kıta  

**Sözler:**  

*"Daddy, can you please turn up the radio?  

Hey, what are you pushing with your feet that makes us go?  

Do squirrels have houses in the trees?  

Why'd God put stingers on honeybees?"  

It's crazy all the things she sees on the side of the road  

Out of that window beside her  

I wish I could be more like her  

My little dangling feet, pretty in pink, backseat driver*


**Çeviri:**  

“Baba, radyonun sesini açar mısın?  

Ayağınla neye basıyorsun da araba gidiyor?  

Sincapların ağaçlarda evi var mı?  

Tanrı neden arılara iğne koymuş?”  

Ne kadar çok şey görüyor yolda  

Yanındaki camdan bakarken  

Keşke ben de onun gibi olabilsem  

Küçük pembe ayaklarıyla arka koltukta oturan şoförüm


**Analiz:**  

Çocuğun bitmeyen soruları, hayatın küçük ayrıntılarına olan ilgisini ve hayret duygusunu gösterir. Bu kıta, çocuğun dünyayı anlamaya çalışırken her şeye olan ilgisini ve merakını sergiliyor. Babasının ise bu detaylara yeniden dikkat kesilme arzusu öne çıkıyor.


---


### 5. Kıta  

**Sözler:**  

*One day, I'll look back and I'll miss when  

My whole world wasn't over that dash  

It was back there buckled in*


**Çeviri:**  

Bir gün geriye dönüp baktığımda özleyeceğim  

Dünyamın gösterge paneliyle sınırlı olmadığı zamanları  

O arka koltukta bağlı olduğu zamanları


**Analiz:**  

Bu bölüm, zamanın hızla geçişini ve anlatıcının bu anların kıymetini anlayacağını ifade eder. Anlatıcı, çocukluk anılarının özlemle hatırlanacağını fark eder ve nostaljik bir duyguya kapılır.


---


### 6. Kıta  

**Sözler:**  

*Saying, "Daddy, look, there's a plane in the sky  

Are we there yet? Did you just see that dog run by?  

Do squirrels have houses in the trees?  

Why'd God put stingers on honeybees?"  

It's crazy all the things she sees on the side of the road  

Out of that window beside her  

I wish I could be more like her  

My little dangling feet, pretty in pink, backseat driver*


**Çeviri:**  

“Baba, bak, gökyüzünde bir uçak var!  

Oraya geldik mi? O az önce geçen köpeği gördün mü?  

Sincapların ağaçlarda evi var mı?  

Tanrı neden arılara iğne koymuş?”  

Ne kadar çok şey görüyor yolda  

Yanındaki camdan bakarken  

Keşke ben de onun gibi olabilsem  

Küçük pembe ayaklarıyla arka koltukta oturan şoförüm


**Analiz:**  

Bu kıta, şarkının ana mesajını güçlendirir: Çocukların dünyayı merakla keşfetmeleri ve yetişkinlerin bu saflığı kaybetmesi. Şarkı, hayatta küçük anların değerini bilmenin ve onları kaçırmamanın önemini vurgular.


---


### 7. Kıta  

**Sözler:**  

*7:30 in the morning in a Mickey D's drive thru  

Two muffins, one coffee, and a little bitty orange juice*


**Çeviri:**  

Sabah 7:30’da McDonald's’ın arabaya servisinde  

İki muffin, bir kahve ve bir küçük portakal suyu


**Analiz:**  

Şarkının bu kapanışı, hayatın döngüselliğine işaret eder. Basit, sıradan anların bile aslında değerli olduğunu ve onları fark etmenin önemli olduğunu hatırlatır.


---


**Genel Temalar ve Mesaj:**  

"Backseat Driver," ebeveyn-çocuk ilişkisi üzerinden saflık, merak, empati ve hayatın hızlı akışı temalarını işler. Çocukların dünyaya olan açık bakış açıları, yetişkinlerin karmaşıklığına karşı bir kontrast oluşturur. Şarkı, gelecekte bu masum anların özleneceğine vurgu yapar ve hayatta küçük şeylerin kıymetini bilmenin önemini hatırlatır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...