Ana içeriğe atla

A$AP Rocky - Tailor Swif TÜRKÇE ÇEVİRİ

A$AP Rocky - Tailor Swif TÜRKÇE ÇEVİRİ



### [Intro]

**Hitkidd, what it do, man?**

- Bu bölüm, prodüktör Hitkidd'e bir selamlaşma ve şarkının başlangıcında bir tanıtım.


### [Verse 1]

**Shoot my shot, got her wet (Hoo)**

- "Şansımı deniyorum, onu ıslatıyorum." Burada, romantik ya da cinsel bir ilgiyi ifade ediyor.


**Bet that's all neck, girl, that's wetty**

- "Sanırım bu sadece boyun, kızım, bu ıslak." "Wetty" burada cinsel anlamda kullanılıyor.


**Ready, gave me all neck, how beheading**

- "Hazır, bana her şeyi verdi, nasıl kafa kesme." Burada, "neck" terimi cinsel bir anlam taşıyor.


**Ready, might just sign my ex-girl, no Malcolm and Eddie, already**

- "Hazır, eski kız arkadaşımı işaretleyebilirim, Malcolm ve Eddie değil, zaten." Malcolm ve Eddie, ünlü bir TV çiftidir, burada eski sevgiliyi tekrar almak anlamında.


**Your ass might just go and get upset, don't be petty, already**

- "Kıçın üzülmeye başlayabilir, küçücük şeylere takılma, zaten."


**Smoke 'za so you stressed, boy, that’s Reggie, a wetty**

- "Stresten kurtulmak için 'za içiyorsun, çocuk, bu Reggie, ıslak bir şey." Reggie, düşük kaliteli bir esrar türüdür.


**Got cadets in my set, who up next? Boy, they ready**

- "Ekibimde genç askerler var, kim sıradaki? Çocuk, onlar hazır."


**She want sex, I profess my finesse like a wedding**

- "O seks istiyor, ben inceliğimi bir düğün gibi ifade ediyorum."


### [Bridge]

**For the punk shit, for the funk shit**

- "Sıkıntılı işler için, funk işleri için."


**For the dumb shit, for the 'Go dumb' shit (Go, go, go, go)**

- "Aptalca işler için, 'Go dumb' işleri için." Burada, eğlenceli ve eğlenceli müzik türleri kastediliyor.


**Get your gun shit, I got the funk shit (Go, go, go, go)**

- "Silah işlerini kap, ben funk işlerini alırım." Burada "funk" müzik tarzı anlamında kullanılıyor.


**Fuck up the function with the dumb shit (Go, go, go, go)**

- "Partiyi aptalca şeylerle mahvet." Eğlenceli ve şımarık davranışlar.


**'Don't give a fuck' shit (Go)**

- "Umursamayan işler."


### [Verse 2]

**Eatin' lamb chops on the block when we was broke (Go, go, go, go)**

- "Biz fakirken blokta kuzu pirzola yiyorduk."


**Even when I was po', I was out here, eatin' goats (Go, go, go, go)**

- "Ben parasızken bile burada keçi yiyordum."


**Mary had a lil' lamb, but my mama need a coat (Go, go, go, go)**

- "Mary'nin küçük bir kuzusu vardı, ama annemin bir montu gerekiyordu." Burada, yoksulluktan bahsediliyor.


**Yeah, I had a shearling and a Gucci link at four years old (Yeah)**

- "Evet, dört yaşındayken shearling ve Gucci zincirim vardı." Lüks bir yaşam tarzı vurgulanıyor.


### [Chorus]

**I'm too swift, don't tell Taylor 'bout this shit (Swift, yeah)**

- "Çok hızlıyım, Taylor'a bu işi anlatma." Burada Taylor Swift'e atıfta bulunuluyor.


**I'm too swift, now don't tell Taylor 'bout this shit (Yeah)**

- "Çok hızlıyım, şimdi Taylor'a bu işi anlatma."


**Go to my tailor, got me dripped like (Yeah, wetty)**

- "Terzime git, beni böyle giydirir (Evet, ıslak)." Burada "dripped" lüks bir giyimi ifade ediyor.


**Go to my tailor, got me dripped up in the district (Yeah, wetty)**

- "Terzime git, beni bölgeye göre giydirir (Evet, ıslak)."


**I'm too swift, don't tell Taylor 'bout this shit (Yeah, wetty)**

- "Çok hızlıyım, Taylor'a bu işi anlatma (Evet, ıslak)."


**I'm too swift, don't tell Taylor 'bout that (Yeah, wetty)**

- "Çok hızlıyım, Taylor'a bunu anlatma (Evet, ıslak)."


**Go to my tailor, got me dripped up in the pit (Yeah, wetty)**

- "Terzime git, beni çölde giydirir (Evet, ıslak)."


**I'm too swift, don't tell Taylor about this sh- (Yeah)**

- "Çok hızlıyım, Taylor'a bunu anlatma (Evet)."


### [Verse 3]

**Was a stick-up kid, imagine all the shit I did (Yeah)**

- "Bir soyguncu çocuğuydum, yaptığım tüm işleri hayal et."


**Ballin', I was just a kid, I just fucked this feminist (Yeah)**

- "Oynuyordum, sadece bir çocuktum, bu feministle seviştim."


**So, I ain't feminine, won't you give my dick a kiss? (Yeah)**

- "Bu yüzden, kadınsı değilim, bana bir öpücük verir misin?"


**You tryna give my dick a kit, ridin' on my strip again (Yeah)**

- "Bana bir kit vermeye çalışıyorsun, tekrar sokağımda geziniyorsun."


**Ridin' through my window tint, hit a lick again (Yeah)**

- "Pencere tentemden geçerken, tekrar bir iş yapıyorum."


**Got these niggas sick again, hit a lick again (Yeah)**

- "Bu çocukları tekrar hasta ettim, tekrar bir iş yapıyorum."


**We gon' freak, we gon' freak, we gon' hold, uh (Go, go, go, go)**

- "Çılgınca eğleneceğiz, eğleneceğiz, tutacağız."


**She on me, she on me, she on go, uh (Go, go, go, go)**

- "Üzerimde, üzerimde, hazır."


**She on green, she on green, she on go, uh (Go, go, go, go)**

- "Yeşil ışıkta, yeşil ışıkta, hazır."


**I'm too G, she agree I'm a GOAT, GOAT (Go, go, go, go)**

- "Çok G'yim, o da benim bir GOAT (Büyük Oyuncu) olduğumu kabul ediyor."


**Lemme get that throat, ho, [?] givin' me throat, woah (Go, go, go, go)**

- "O boğazı bana ver, kadın, [?] bana boğazı veriyor."


**Chuck it on me, no throat goat**

- "Bunu üzerime at, boğaz keçisi değil."


**Drip it on me, you hoes is broke**

- "Üzerime damlat, siz kadınlar çökmüşsünüz."


Bu şarkının sözleri, hem kişisel başarıları hem de lüks yaşam tarzını yansıtırken, çarpıcı ve bazen provokatif bir dille yazılmış.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...