Ana içeriğe atla

T.I. - Bring Em Out TÜRKÇE ÇEVİRİ


 T.I. - Bring Em Out TÜRKÇE ÇEVİRİ


### 1. Kıta


**Orijinal Sözler:**


(Bring 'em out, it's hard to yell when the barrels in ya mouth) Swizzie!

(Bring 'em out, bring 'em out) Aye!

(Bring 'em out, bring 'em out) TI

(Bring 'em out, bring 'em out) Aye!


TIP coming live from the VIP, heard the night life lost life when I leave

Both the Feds and the State want to see my need

The whole city got bizzerk he got treat

Another nigga got a hit but shawty he not me

Who set the city on fire as soon as he got freed

The king back now hoes don't even know how to act now

Hit the club strippers give neck 'fore I sit down

Still balling money stack taller than Shaq now

Still push a button to let the roof on the 'Lac down

I'm on the road doing shows putting my mack down

Mississippi to Philly Albuquerque to Chatt Town


**Çeviri:**


(Çıkartın onları, namlu ağzındayken bağırmak zor) Swizzie!

(Çıkartın onları, çıkartın) Hey!

(Çıkartın onları, çıkartın) TI

(Çıkartın onları, çıkartın) Hey!


TIP VIP'den canlı yayında, gece hayatının benim gidişimle sönükleştiğini duydum

Hem federal hem eyalet polisleri beni görmek istiyor

Bütün şehir çıldırdı, o ikram aldı

Bir başkası hit oldu ama o ben değilim

Serbest bırakıldığı an şehri ateşe veren kim?

Kral geri döndü, şimdi kadınlar nasıl davranacaklarını bile bilmiyorlar

Kulübe gittim, striptizciler ben oturmadan önce bana oral yaptı

Hala zenginim, param Shaq'tan daha uzun yığılıyor

Hala bir düğmeye basarak 'Lac'ın tavanını açıyorum

Turnelerdeyim, şovlar yapıyorum ve oyunumu kuruyorum

Mississippi'den Philly'ye, Albuquerque'den Chatt Town'a


**Analiz:**


Bu kıta, T.I.'ın şöhretini ve başarılarını kutluyor. Şehirdeki etkisini ve suç geçmişini vurgularken, aynı zamanda gece hayatındaki ününü de anlatıyor. Ayrıca, finansal başarısını ve turne hayatını da dile getiriyor.


---


### 2. Kıta


**Orijinal Sözler:**


I got the crowd yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, all my hot girls yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, all the Dope Boyz yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, from the back they yelling (Bring 'em out, bring 'em out)


Once again what other rap nigga hooder than this

I got rich and I'm still on some hoolagin' shit

You be rapping bout blow I was moving the shit

You talking bout shooting out and I was doing the shit

If I hit you in the face you goin' be suing and shit

And if I catch another case I know I'm true to be missed

So I'ma keep it cool head stay out of the news

Headlines and shows other rappers its bedtime (bedtime)

It's clear to see that I'm ahead of my time

I copped a chromed out hard top Carrera to shine

I got some time, it ain't shit cause I get better wit time

Who got a flow and a live show better than mine


**Çeviri:**


Kalabalığı bağırtıyorum (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, tüm sıcak kızlar bağırıyor (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, tüm Dope Boyz bağırıyor (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, arka taraftan bağırıyorlar (Çıkartın onları, çıkartın)


Bir kez daha, bu rapçi kimden daha sokak?

Zengin oldum ve hala haylazlık peşindeyim

Sen kokain hakkında rap yapıyorsun, ben o işi yürütüyordum

Sen silahlı çatışmadan bahsediyorsun, ben o işi yapıyordum

Seni yüzüne vurursam dava açacaksın

Ve bir dava daha açılırsa, bil ki çok özleneceğim

Bu yüzden serinkanlı kalıp haberlere çıkmayacağım

Manşetler ve şovlar, diğer rapçiler için yatma vakti (yatma vakti)

Zamanımın ötesinde olduğum açıkça görülüyor

Parlamak için krom kaplı bir hardtop Carrera aldım

Biraz zamanım var, sorun değil çünkü zamanla daha iyi oluyorum

Kim benden daha iyi bir akışa ve canlı şova sahip?


**Analiz:**


Bu kıta, T.I.'ın rap dünyasındaki üstünlüğünü ve yeteneklerini vurguluyor. Suç geçmişinden ve sokaklardan gelen deneyimlerini anlatırken, aynı zamanda diğer rapçilerle olan rekabetini de dile getiriyor. Başarılarını ve maddi kazançlarını da kutluyor.


---


### 3. Kıta


**Orijinal Sözler:**


Mic check 1-2 1-2, you want to beef wit the king what is you goin' do

Will you show up on the scene wit 2 guns drew

Or you and ya friend and play a little two on two

If you knew half of what I knew then you'll be hitting the deck

Got a tool and a vest I can get some respect

I'ma make it hard for a sucker nigga to flex

Sho 'em this ain't the squad for a nigga to test

Pimp my nuts too large and we way too fresh

Work well wit Nines AK's and Techs

And quick to check a lame like a game of chess

You want beef you can bring ya best and we'll be standing


**Çeviri:**


Mikrofon kontrol 1-2 1-2, kral ile kavga etmek istiyorsan ne yapacaksın

Sahneye iki silahla mı çıkacaksın

Yoksa sen ve arkadaşın ikiye iki mi oynayacaksınız

Benim bildiklerimin yarısını bilseydin yere yatardın

Bir alet ve yelek aldım, biraz saygı görebilirim

Bir serserinin hava atmasını zorlaştıracağım

Onlara bu ekibin denenmemesi gerektiğini göstereceğim

Cinsel organlarım çok büyük ve biz çok tazeyiz

Nines AK'ler ve Techs ile iyi çalışırız

Ve bir aptalı hızlıca satranç oyunu gibi kontrol ederiz

Kavga istiyorsan en iyini getirebilirsin ve biz burada olacağız


**Analiz:**


Bu kıta, T.I.'ın cesaretini ve kararlılığını vurguluyor. Rakipleriyle yüzleşmeye hazır olduğunu ve onlarla başa çıkmak için yeterli donanıma sahip olduğunu belirtiyor. Ayrıca, ekip çalışmasının önemini ve hızlı hareket edebilme yeteneğini de dile getiriyor.


---


### 4. Kıta (Nakarat)


**Orijinal Sözler:**


I got the crowd yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, all my hot girls yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, all the Dope Boyz yelling (Bring 'em out, bring 'em out)

Aye, from the back they yelling (Bring 'em out, bring 'em out)


**Çeviri:**


Kalabalığı bağırtıyorum (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, tüm sıcak kızlar bağırıyor (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, tüm Dope Boyz bağırıyor (Çıkartın onları, çıkartın)

Hey, arka taraftan bağırıyorlar (Çıkartın onları, çıkartın)


**Analiz:**


Bu nakarat, şarkının ana temasını ve enerjisini yansıtıyor. T.I.'ın sahne performansının ve kalabalık üzerindeki etkisinin bir kutlamasıdır. Aynı zamanda, çeşitli hayran kitlelerine hitap eden bir çağrıdır.


---


### 5. Kıta (Final)


**Orijinal Sözler:**


Hands, in the, air, now!

Hands, in the, air, now!

Hands hands in the in the air air now!

Hands, in the, air, now!


Hands, in the, air, now!

Hands, in the, air, now!

Hands hands in the in the air air now!

Hands, in the, air, now!


(Bring 'em out, bring 'em out)


**Çeviri:**


Eller, havaya, şimdi!

Eller, havaya, şimdi!

Eller eller havaya havaya şimdi!

Eller, havaya, şimdi!


Eller, havaya, şimdi!

Eller, havaya, şimdi!

Eller eller havaya havaya şimdi!

Eller, havaya, şimdi!


(Çıkartın onları, çıkartın)


**Analiz:**


Bu final kıtası, şarkının enerjik ve coşkulu bir sonunu temsil ediyor. T.I., dinleyicilerden ellerini havaya kaldırmalarını isteyerek sahne performansına daha fazla katılım sağlıyor. Bu bölüm, şarkının ana temasını ve enerjisini özetliyor ve dinleyiciyi coşkulu bir şekilde bitiriyor. Nakaratta olduğu gibi, bu bölüm de T.I.'ın performansının kalabalık üzerindeki etkisini vurguluyor.


### Genel Analiz


T.I.'ın "Bring Em Out" şarkısı, sanatçının suç geçmişi, sokak deneyimleri, başarıları ve sahne performansları hakkında kendine güvenen bir anlatımı içeriyor. Şarkı, T.I.'ın sahnedeki enerjisini ve dinleyiciler üzerindeki etkisini vurgularken, aynı zamanda zenginliğini, şöhretini ve sokaklardan gelen cesaretini kutluyor. Her kıta, T.I.'ın hayatının farklı bir yönünü ele alırken, nakarat ve final bölümleri şarkının enerjik ve coşkulu havasını pekiştiriyor.

Yorumlar

AYIN POPÜLER ÇEVİRİLERİ

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle

Linkin Park - The Emptiness Machine TÜRKÇE ÇEVİRİ

Linkin Park - The Emptiness Machine TÜRKÇE ÇEVİRİ ### **1. Kıta:** **Lyrics:** *Your blades are sharpened with precision   Flashing your favorite point of view   I know you're waiting in the distance   Just like you always do   Just like you always do* **Çeviri:** *Bıçakların hassasiyetle bilenmiş   En sevdiğin bakış açını sergiliyorsun   Uzaktan beklediğini biliyorum   Hep yaptığın gibi   Hep yaptığın gibi* **Analiz:** Bu kıta, manipülatif bir kişi veya durumla karşı karşıya olmayı betimliyor. “Blades are sharpened with precision” (bıçakların hassasiyetle bilenmiş) metaforu, karşıdaki kişinin tehlikeli ve dikkatli bir şekilde manipülatif olduğunu gösteriyor. “Waiting in the distance” (uzaktan beklemek) ifadesi, bu kişinin her zaman fırsat kolladığını ima ediyor. Ana tema, güvensizlik ve sürekli bir manipülasyon altında kalma hissi. ### **2. Kıta:** **Lyrics:** *Already pulling me in   Already under my skin   And I know exactly how this ends, I* **Çeviri:** *Zaten beni içine çekiyo

RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri 

  RAYE, 070 Shake- Escapism. Türkçe Çeviri  Sleazin' and teasin', I'm sittin' on him aşağılık ve dalga geçiyorum, onun üzerine oturuyorum All of my diamonds are drippin' on him tüm elmaslarım onun üzerine damlıyor I met him at the bar, it was twelve or something onunla barda tanıştım, saat on ikiydi ya da öyle bir şeydi I ordered two more wines 'cause tonight, I want him iki şarap daha sipariş ettim çünkü bu gece, onu istiyorum A little context if you care to listen dinlemek istersen biraz olaydan bahsedeyim I find myself in a shit position kendimi boktan bir pozisyonda buluyorum The man that I love sat me down last night sevdiğim adam dün gece beni karşısına oturttu And he told me that it's over, dumb decision ve bana bittiğini söyledi, aptalca bir karar And I don't wanna feel how my heart is rippin' ve kalbimin nasıl attığını hissetmek istemiyorum Fact, I don't wanna feel, so I stick to sippin' aslında, hissetmek istemiyorum, bu yüzden yudu

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum     Döktüğüm tüm kanı yıkamaya çalışıyorum     Bu arzu ikimizin de paylaştığı bir yük     İki günahkar, tek bir dua ile

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning

Loreen - Tattoo Türkçe Çeviri

  Loreen - Tattoo Türkçe Çeviri I don't wanna go - Gitmek istemiyorum But baby we both know - Ama bebeğim ikimiz de biliyoruz This is not our time - Bu bizim zamanımız değil It’s time to say goodbye - Hoşça kal deme zamanı Until we meet again - Tekrar buluşana kadar Cause this is not the end - Çünkü bu son değil It will come a day - Bir gün gelecek When we will find our way - Yolumuzu bulduğumuzda Violins playing and the angels crying - Kemanlar çalarken ve melekler ağlarken When the stars align then I’ll be there - Yıldızlar hizalandığında, orada olacağım No, I don't care about them all - Hayır, hepsi umurumda değil Cause all I want is to be loved - Çünkü istediğim tek şey sevilmek And all I care about is you - Ve umurumda olan tek şey sensin You stuck on me like a tattoo - Sen bir dövme gibi üzerimde kaldın No, I don't care about the pain - Hayır, acı umurumda değil I’ll walk through fire and through rain - Ateşin ve yağmurun içinden yürüyeceğim Just to get closer to you

Teddy Swims - Bad Dreams TÜRKÇE ÇEVİRİ

Teddy Swims - Bad Dreams TÜRKÇE ÇEVİRİ  ### **1. Kıta:** **Sözler:** *Sun is going down, time is running out   No one else around but me   Steady losing light   Steady losing my mind   Moving shadows and grinding teeth* **Çeviri:** Güneş batıyor, zaman tükeniyor   Etrafta benden başka kimse yok   Sürekli ışığı kaybediyorum   Sürekli aklımı kaybediyorum   Hareket eden gölgeler ve gıcırdayan dişler **Analiz:** Bu kıtada şarkıcının yalnızlık ve çaresizlik duygusu belirgin. Güneşin batışı ve zamanın tükenmesi gibi imgeler, kaybolma ve karanlığa sürüklenme hissini yansıtıyor. "Işığı kaybetmek" ve "aklını kaybetmek" ifadesi, zihinsel bir çöküşe işaret ediyor. Gölgeler ve diş gıcırdatma ise endişeyi ve huzursuzluğu temsil ediyor. --- ### **2. Kıta:** **Sözler:** *Without you, there ain't no place for me to hide   Without you, there's no way I can sleep tonight   What I’d do for a little bit of peace and quiet   Without you I keep* **Çeviri:** Sensiz, saklanacak bir

Lady Gaga - Happy Mistake TÜRKÇE ÇEVİRİ

 Lady Gaga - Happy Mistake TÜRKÇE ÇEVİRİ **1. Kıta:** *"I'm acting in this play of   Comedy with tragic words   The audience was smiling   Cheering on a scene absurd"* - **Çeviri:**   "Bu oyunda oynuyorum   Trajik sözlerle bir komedi   Seyirci gülümsüyordu   Saçma bir sahneye tezahürat yapıyordu" - **Analiz:**   Lady Gaga, hayatı bir tiyatro oyununa benzetiyor ve içinde bulunduğu durumu "komedi" olarak nitelendiriyor. Ancak, komedinin trajik sözlerle dolu olduğunu belirtiyor, yani yüzeyde eğlenceli ve neşeli görünse de, altında derin bir üzüntü veya karmaşıklık yatıyor. Seyircilerin bu durumu anlamayıp sadece yüzeysel olarak neşeli bir şekilde tepki verdiği bir sahne canlandırılıyor. --- **2. Kıta:** *"I could try to hide behind the make-up   But the show must go on"* - **Çeviri:**   "Makajın arkasına saklanmayı deneyebilirim   Ama gösteri devam etmek zorunda" - **Analiz:**   Gaga, duygularını gizlemeye çalışabileceğini söylüyor, an

Tinashe - Nasty Türkçe Çeviri

Tinashe - Nasty Türkçe Çeviri I been a nasty girl, nasty I been a nasty girl, nasty I been a nasty girl, nasty I been a nasty nasty nasty Is somebody gonna match my freak? Is somebody gonna match my freak? Is somebody gonna match my nasty? I got stamina they say ima athlete  Is somebody gonna match my freak? Is somebody gonna match my freak? Is somebody gonna match my nasty? Pillow talking got my throat raspy If you keep up with me  I’ll keep on coming back  If you do it too good  I’m gonna get attached  Cuz it it feels like heaven when it hurts so bad  Baby put it on me  I like it just like that  Just like that  I been a nasty girl, nasty I been a nasty girl, nasty (Just like that) I been a nasty girl, nasty I been a nasty nasty nasty (I like it just like that)  I been a nasty girl, nasty I been a nasty girl, nasty (Just like that) I been a nasty girl, nasty I been a nasty nasty nasty Big time pull up make a scene  Party’s lame, no vibe we can leave  shotgun my thighs on seat I aint g

Tina Turner - The Best Türkçe Çeviri

  Tina Turner - The Best Türkçe Çeviri I call you, when I need you my heart's on fire Seni arayınca, ihtiyacım olduğunda kalbim alev alıyor You come to me, come to me, wild and wild Bana geliyorsun, bana geliyorsun, vahşi vahşi You come to me Bana geliyorsun Give me everything I need İhtiyacım olan her şeyi bana ver Give me a lifetime of promises and a world of dreams Bana ömür boyu sözler ve düşler dünyası ver Speak the language of love like you know what it means Aşk dilini konuş, ne anlama geldiğini biliyormuş gibi And it can't be wrong, take my heart Ve yanlış olamaz, kalbimi al And make it strong, baby Ve onu güçlü kıl, bebeğim You're simply the best Sen sadece en iyisisin Better than all the rest Tüm geri kalanlardan daha iyi Better than anyone Herkese göre daha iyi Anyone I ever met Tanıdığım herkesten daha iyisin I'm stuck on your heart Kalbine yapıştım I hang on every word you say Söylediğin her kelimeye asılı kalırım Tear us apart Bizi ayırirsan  Baby, I would