Ana içeriğe atla

Faouzia - You Don't Even Know Me Türkçe Çeviri


Faouzia - You Don't Even Know Me Türkçe Çeviri

| I walk into a crowded room | Kalabalık bir odaya giriyorum |

| Everybody staring | Herkes bakıyor |

| What did I, what did I do wrong? | Ne yaptım,neyi yanlış yaptım ? |

| What did I, what did I do wrong? | Ne yaptım,neyi yanlış yaptım ? |

| Oh, you see what you wanna see | Ne görmek istiyorsan onu görüyorsun |

| But you don't even know me | Ama sen beni tanımıyorsun bile |

| What did I, what did I do now? | Ne yaptım,şimdi ne yaptım ? |

| What did I, what did I do now? | Ne yaptım,şimdi ne yaptım? |

| He said, she said, over it | O adam dedi,o kadın dedi,kurtul şundan |

| You're acting like you're brilliant | Muhteşemmiş gibi davranıyorsun |

| But you don't know | Ama bilmiyorsun |

| Yeah, you don't know | Evet,bilmiyorsun |

| You don't know a thing at all | Hiçbir şey bilmiyorsun |

| You don't know about the way I am when I am all alone | Yapayalnız olduğum zaman nasıl olduğumu bilmiyorsun |

| You don't even know | Bilmiyorsun bile |

| The way I care the way I've grown | Büyümemi umursama şeklimi bilmiyorsun |

| You don't know about the way I love so deeply to my bones | Kemiklerime kadar derince sevme şeklimi bilmiyorsun |

| You don't even know me | Sen beni tanımıyorsun bile |

| Woah | Woah |

| Woah | Woah |

| I walk it off and brush away | Yürüyorum ve sürdürüp atıyorum |

| Everything you say | Söylediğin her şeyi |

| 'Cause I don't care, I don't care at all | Çünki umursamıyorum,Hiçbir şekilde umursamıyorum |

| I don't care, I don't care at all | Umursamıyorum,Hiçbir şekilde umursamıyorum |

| He said, she said, over it | O adam dedi,o kadın dedi,kurtul şundan |

| You're acting like you're brilliant | Muhteşemmiş gibi davranıyorsun |

| But you don't know (you don't know) | Ama bilmiyorsun (bilmiyorsun) |

| Yeah, you don't know | Evet,bilmiyorsun |

| You don't know a thing at all | Hiçbir şey bilmiyorsun |

| You don't know about the way I am when I am all alone | Yapayalnız olduğum zaman nasıl olduğumu bilmiyorsun |

| You don't even know | Bilmiyorsun bile |

| The way I care the way I've grown | Büyümemi umursama şeklimi bilmiyorsun |

| You don't know about the way I love so deeply to my bones | Kemiklerime kadar derince sevme şeklimi bilmiyorsun |

| You don't even know me | Sen beni tanımıyorsun bile |

| Woah, you don't even know me | Woah,beni tanımıyorsun bile |

| Woah, you don't even know | Woah,bilmiyorsun bile |

| You don't know a thing at all | Hiçbir şey bilmiyorsun |

| You don't know about the way I am when I am all alone | Yapayalnız olduğum zaman nasıl olduğumu bilmiyorsun |

| You don't even know | Bilmiyorsun bile |

| The way I care the way I've grown | Büyümemi umursama şeklimi bilmiyorsun |

| You don't know about the way I love so deeply to my bones | Kemiklerime kadar derince sevme şeklimi bilmiyorsun |

| You don't even know me | Sen beni tanımıyorsun bile |

| You don't even know me, oh | Sen beni tanımıyorsun bile |

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri

  Dua Lipa - Training Season Türkçe Çeviri Are you someone that I could give my heart to?   Sen benim verebileceğim biri misin? Or just the poison that I'm drawn to?   Yoksa sadece beni çeken zehre mi? It can be hard to tell the difference late at night   Farkı söylemek gece geç saatlerde zor olabilir Play fair, is that a compass in your nature?   Adil oyna, o pusula senin doğanda mı? Or are you tricky 'cause I been there   Yoksa kurnaz mısın? Çünkü ben de oradaydım And baby, I don't need to learn that lesson twice   Ve bebeğim, o dersi iki kez öğrenmeme gerek yok But if you really wanna go there   Ama gerçekten oraya gitmek istiyorsan You should know I   Bilmelisin ki ben Need someone to hold me close   Bana sarılacak birine ihtiyacım var Deeper than I've ever known   Hiç bilmediğim kadar derin Whose love feels like a rodeo   Kimin aşkı rodeo gibi hissettiriyor Knows just ...