Ana içeriğe atla

Taylor Swift - Call It What You Want Türkçe Çeviri

 

Taylor Swift - Call It What You Want Türkçe Çeviri


My castle crumbled overnight

şatom bir gecede çöktü

I brought a knife to a gunfight

silahlı çatışmaya bıçak getirdim

They took the crown but it's alright

tacı aldılar ama sorun değil

All the liars are calling me one

bütün yalancılar bana yalancı diyor

Nobody's heard from me for months

aylardır kimse benden haber alamadı

I'm doing better than I ever was

her zamankinden daha iyisini yapıyorum


'Cause

çünkü

My baby's fit like a daydream

bebeğim bir düş gibi yakışıklı 

Walking with his head down

başını eğerek yürüyor

I'm the one he's walking to

onun yürüdüğü kişi benim

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin

My baby's fly like a jet stream

bebeğim bir jet rüzgarı gibi uçuyor

High above the whole scene

tüm sahnenin üstünde

Loves me like I'm brand new

beni yepyeniymişim gibi seviyor

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin


All my flowers grew back as thorns

bütün çiçeklerim diken gibi büyüdü

Windows boarded up after the storm

fırtınadan sonra pencereler açıldı

He built a fire just to keep me warm

sadece beni sıcak tutmak için ateş yaktı

All the drama queens taking swings

tüm drama kraliçeleri sallanıyor

All the jokers dressing up as kings

bütün şakacılar kral gibi giyiniyor

They fade to nothing when I look at him

ona baktığımda hiçbir şeye dönüşüyorlar

And I know I make the same mistakes every time

ve her seferinde aynı hataları yaptığımı biliyorum

Bridges burn, I never learn

köprüler yanar, asla öğrenmem

At least I did one thing right

en azından bir şeyi doğru yaptım

I did one thing right

bir şeyi doğru yaptım

I'm laughing with my lover

sevgilimle gülüyorum

Making forts under covers

örtülerin altında kaleler yapıyoruz

Trust him like a brother

ona bir kardeş gibi güveniyorum

Yeah, you know I did one thing right

evet, bir şeyi doğru yaptığımı biliyorsun

Starry eyes sparking up my darkest night

en karanlık gecemi aydınlatan yıldızlı gözler


My baby's fit like a daydream

bebeğim bir düş gibi yakışıklı 

Walking with his head down

başını eğerek yürüyor

I'm the one he's walking to

onun yürüdüğü kişi benim

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin

My baby's fly like a jet stream

bebeğim bir jet rüzgarı gibi uçuyor

High above the whole scene

tüm sahnenin üstünde

Loves me like I'm brand new

beni yepyeniymişim gibi seviyor

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin


I want to wear his initial on a chain 'round my neck

baş harfini boynumda bir zincire takmak istiyorum

Chain 'round my neck

boynuma zincir

Not because he owns me

bana sahip olduğu için değil

But 'cause he really knows me

ama beni gerçekten tanıdığı için

Which is more than they can say, I

söyleyebileceklerinden daha fazlası, ben

I recall late November, holding my breath

kasım ayının sonlarını hatırlıyorum, nefesimi tutuyordum

Slowly I said, "You don't need to save me

yavaşça dedim ki, "beni kurtarmana gerek yok

But would you run away with me?"

ama benimle kaçar mısın?"

Yes (would you run away?)

evet (kaçar mısın?)


My baby's fit like a daydream

bebeğim bir düş gibi yakışıklı 

Walking with his head down

başını eğerek yürüyor

I'm the one he's walking to

onun yürüdüğü kişi benim

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin

My baby's fly like a jet stream

bebeğim bir jet rüzgarı gibi uçuyor

High above the whole scene

tüm sahnenin üstünde

Loves me like I'm brand new

beni yepyeniymişim gibi seviyor

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

So call it what you want, yeah

yani buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin


(Call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

(Call it what you want, call it what you want, call it)

(buna ne isterseniz deyin, buna ne isterseniz deyin, deyin)

Call it what you want, yeah

buna ne isterseniz deyin, evet

Call it what you want to

buna ne isterseniz deyin

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...