Taylor Swift - Say Don’t Go (Taylor’s Version) (From The Vault) Türkçe Çeviri
I've known it from the very start
bunu en başından beri biliyordum
We're a shot in the darkest dark
biz en karanlık karanlıkta bir atışız
Oh no, oh no
oh hayır, oh hayır
I'm unarmed
silahsızım
The waiting is a sadness
beklemek bir hüzün
Fading into madness
deliliğe dönüşen
Oh no, oh no
oh hayır, oh hayır
It won't stop
durmayacak
I'm standing on a tightrope, alone
bir ipin üzerinde duruyorum, yalnız
I hold my breath a little bit longer
nefesimi biraz daha tutuyorum
Halfway out the door, but it won't close
kapının yarısına kadar, ama kapanmayacak
I'm holding out hope for you to say, "Don't go"
"gitme" demeni umuyorum
I would stay forever if you say, "Don't go"
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım
Why'd you have to lead me on?
neden beni yönlendirdin?
Walk away and leave me bleeding, bleeding
çekip git ve beni kanamadan, kanamadan bırak
Why'd you have to twist the knife?
neden bıçağı bükmek zorunda kaldın?
Why'd you whisper in the dark
neden karanlıkta fısıldadın
Just to leave me in the night?
beni gece yalnız bırakmak için mi?
Now your silence has me screaming, screaming
şimdi sessizliğin beni çığlık atıyor, çığlık atıyor
Say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" deyin ("gitme" deyin)
I would stay forever if you say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım ("gitme" de)
Say, say, say, say
söyle, söyle, söyle, söyle
Now I'm pacing on shaky ground
şimdi titrek zeminde ilerliyorum
Strike a match, then you blow it out
bir kibrit çakarsın, sonra patlatırsın
Oh no, oh no
oh hayır, oh hayır
It's not fair
bu adil değil
'Cause you kiss me and it stops time
çünkü beni öpüyorsun ve zamanı durduruyor
And I'm yours, but you're not mine
ve ben seninim, ama sen benim değilsin
Oh no, oh no
oh hayır, oh hayır
You're not there
sen orada değilsin
I'm standing on the sidewalk, alone
kaldırımda tek başıma duruyorum
I wait for you to drive by
senin geçmeni bekliyorum
I was trying to see the cards that you won't show
göstermeyeceğin kartları görmeye çalışıyordum
I'm about to fold unless you say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" demediğin sürece katlanmak üzereyim ("gitme" de)
I would stay forever if you say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım ("gitme" de)
Oh-ah
Why'd you have to lead me on?
neden beni yönlendirdin?
Walk away and leave me bleeding, bleeding
çekip git ve beni kanamadan, kanamadan bırak
Why'd you have to twist the knife?
neden bıçağı bükmek zorunda kaldın?
Why'd you whisper in the dark
neden karanlıkta fısıldadın
Just to leave me in the night?
beni gece yalnız bırakmak için mi?
Now your silence has me screaming, screaming
şimdi sessizliğin beni çığlık atıyor, çığlık atıyor
Say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" deyin ("gitme" deyin)
I would stay forever if you say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım ("gitme" de)
Say, say, say, say
söyle, söyle, söyle, söyle
Why'd you have to make me want you? (Why'd you have to make me want you?)
neden seni istememi sağladın? (neden seni istememi sağladın?)
Why'd you have to give me nothing back? (Why'd you have to)
neden bana hiçbir şeyi geri vermek zorunda kaldın? (neden yapmak zorundaydın)
Why'd you have to make me love you? (Why'd you have to make me love you?)
neden seni sevmemi istedin? (neden seni sevmemi sağladın?)
I said, "I love you," you say nothing back (I said, "I love you")
"seni seviyorum" dedim, karşılık vermedin ("seni seviyorum" dedim)
Why'd you have to lead me on?
neden beni yönlendirdin?
Walk away and leave me bleeding, bleeding
çekip git ve beni kanamadan, kanamadan bırak
Why'd you have to twist the knife?
neden bıçağı bükmek zorunda kaldın?
Why'd you whisper in the dark
neden karanlıkta fısıldadın
Just to leave me in the night?
beni gece yalnız bırakmak için mi?
Now your silence has me screaming, screaming
şimdi sessizliğin beni çığlık atıyor, çığlık atıyor
Say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" deyin ("gitme" deyin)
I would stay forever if you say, "Don't go" (Say, "Don't go")
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım ("gitme" de)
Say, say, say, say
söyle, söyle, söyle, söyle
I want you more
seni daha çok istiyorum
But you won't
ama demedin
But you won't
ama demedin
I would stay forever if you say, "Don't go"
"gitme" dersen sonsuza kadar kalırdım
But you won't
ama demedin
But you won't
ama demedin
But you won't
ama demedin
Yorumlar
Yorum Gönder