Ana içeriğe atla

Alice Cooper - Poison Türkçe Çeviri 

 Alice Cooper - Poison Türkçe Çeviri 


Your cruel device

zalim cihazın

Your blood, like ice

senin kanın, buz gibi

One look, could kill

tek bakış, öldürebilir

My pain, your thrill

benim acım, senin gerilimin


I wanna love you but I better not touch (don't touch)

seni sevmek istiyorum ama dokunmasam iyi olur (dokunma)

I wanna hold you but my senses tell me to stop

seni tutmak istiyorum ama hislerim durmamı söylüyor

I wanna kiss you but I want it too much (too much)

seni öpmek istiyorum ama çok fazla şey istiyorum (çok fazla)

I wanna taste you but your lips are venomous poison

tadına bakmak istiyorum ama dudakların zehirli

You're poison, running through my veins

senin zehrin, damarlarımda geziniyor

You're poison

senin zehrin

I don't want to break these chains

bu zincirleri kırmak istemiyorum 


Your mouth, so hot

ağzın, çok ateşli

Your web, I'm caught

senin ağın, ben yakalandım

Your skin, so wet

tenin, çok terli

Black lace, on sweat

siyah dantel, terin üstünde


I hear you calling and it's needles and pins (and pins) 

seni çağırdığını duyuyorum ve iğneler ve iğneler (ve iğneler)

I wanna hurt you just to hear you screaming my name

ismimi bağırdını duymak için canını acıtmak istiyorum 

Don't want to touch you but you're under my skin (deep in)

dokunmak istemiyorum ama derimin altındasın (derinlerde)

I wanna taste you but your lips are venomous poison

tadına bakmak istiyorum ama dudakların zehirli

You're poison, running through my veins

senin zehrin, damarlarımda geziniyor

You're poison

senin zehrin

I don't want to break these chains

bu zincirleri kırmak istemiyorum

Poison

zehir


One look, could kill

tek bakış, öldürebilir

My pain, your thrill

benim acım, senin gerilimin


I wanna love you but I better not touch (don't touch)

seni sevmek istiyorum ama dokunmasam iyi olur (dokunma)

I wanna hold you but my senses tell me to stop

seni tutmak istiyorum ama hislerim durmamı söylüyor

I wanna kiss you but I want it too much (too much)

seni öpmek istiyorum ama çok fazla şey istiyorum (çok fazla)

I wanna taste you but your lips are venomous poison

tadına bakmak istiyorum ama dudakların zehirli

You're poison, running through my veins

senin zehrin, damarlarımda geziniyor

You're poison

senin zehrin

I don't want to break these chains

bu zincirleri kırmak istemiyorum

Poison (poison)

zehir (zehir)

I wanna love you but I better not touch (don't touch)

seni sevmek istiyorum ama dokunmasam iyi olur (dokunma)

I wanna hold you but my senses tell me to stop

seni tutmak istiyorum ama hislerim durmamı söylüyor

I wanna kiss you but I want it too much (too much)

seni öpmek istiyorum ama çok fazla şey istiyorum (çok fazla)

I wanna taste you but your lips are venomous poison

tadına bakmak istiyorum ama dudakların zehirli

You're poison, running through my veins

senin zehrin, damarlarımda geziniyor

You're poison

senin zehrin

Yeah, well I don't want to break these chains

evet, bu zincirleri kırmak istemiyorum

Poison (poison)

zehir (zehir)

Runnin' deep inside my veins 

damarlarımda geziniyor

Burnin' deep inside my brain (poison) 

beynimin derinlerinde yanıyor (zehir)

Poisoning (poison)

zehirleniyor (zehir)

I don't want to break these chains (poison) 

bu zincirleri kırmak istemiyorum (zehir)

Poison 

zehir

(Poison) I don't want to break these chains (poison) (zehir) bu zincirleri kırmak istemiyorum (zehir)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ

DJO - END OF BEGINNING TÜRKÇE ÇEVİRİ ### Kıta 1 **Lyrics:** ``` Just one more tear to cry One teardrop from my eye You better save it for The middle of the night When things aren't black-and-white Enter, Troubadour: "Remember 24?" ``` **Analizi:** Bu kıta, anlatıcının son bir gözyaşını döktüğünü ve bunu gece yarısı için saklamayı önerdiğini anlatıyor. "Things aren't black-and-white" (Şeyler siyah-beyaz değil) ifadesi, hayatın karmaşıklığına işaret ediyor. Troubadour (gezgin ozan) sahneye giriyor ve "Remember 24?" (24'ü hatırla) diyor. Bu, anlatıcının geçmişte önemli bir olayı hatırlaması gerektiğini belirtiyor olabilir. **Çeviri:** ``` Sadece bir damla gözyaşı daha Gözümden bir damla yaş Onu gece yarısı için sakla Şeyler siyah-beyaz olmadığında Gezgin Ozan sahneye girer: "24'ü hatırla?" ``` ### Koro **Lyrics:** ``` And when I'm back in Chicago, I feel it Another version of me, I was in it I wave goodbye to the end of beginning...

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri

David Kushner - Daylight Türkçe Çeviri **Kıta 1:** - **Sözler:**   Telling myself I won't go there     Oh, but I know that I won't care     Tryna wash away all the blood I've spilt     This lust is a burden that we both share     Two sinners can't atone from a lone prayer     Souls tied, intertwined by pride and guilt   - **Analiz:**     Bu kıta, anlatıcının içsel çatışmasını ve suçluluk duygusunu ele alıyor. Anlatıcı, yıkıcı davranışlarının farkında ve bundan kaçmanın zor olduğunu kabul ediyor. Kan, geçmişteki günahları ve eylemleri simgeliyor ve paylaşılan arzu, karşılıklı bir mücadeleyi ifade ediyor. İki günahkarın tek bir dua ile kendilerini affedemeyeceği vurgusu, gurur ve suçlulukla birbirine bağlı olan derin ahlaki ve duygusal karmaşıklığı öne çıkarıyor. - **Çeviri:**     Kendime oraya gitmeyeceğimi söylüyorum     Ama umursamayacağımı biliyorum...

Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri

  Lord Huron - The Night We Met Türkçe Çeviri  I am not the only traveler tek gezgin ben değilim Who has not repaid his debt borcunu ödememiş olan I've been searching for a trail to follow again tekrar takip etmek için bir iz arıyordum Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim What the hell I'm supposed to do ne halt etmemi bekliyorsun And then I can tell myself ve sonra kendime söyleyebilirim Not to ride along with you seninle gelmemek için I had all and then most of you, some and now none of you sana ve sonra daha fazlana sahiptim, birazına ve şimdi hiçbir şeyine Take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür I don't know what I'm supposed to do, haunted by the ghost of you ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, senin hayaletine musallat oldum Oh, take me back to the night we met beni tanıştığımız geceye geri götür When the night was full of terrors gece dehşetlerle ...