The Weeknd & Lily-Rose Depp – Dollhouse Türkçe Çeviri
Somewhere (Bir yerlerde)
In some other lifetime (Başka bir yaşamda)
Am I? am I? (Ben mi? Ben mi?)
Şu an doğru mu oynuyorum, baba? (Am I? am I?)
I roam free (Özgürce dolaşıyorum)
Strutting down my own lane, my way (Kendi yolunda yürüyerek)
No kings, no slaves (Ne krallar, ne köleler)
Ama şu an (Ama şu an)
You got me in a chokehold, headlock, blindfold (Beni boğazında, başımda, gözlerim bağlı)
Don't stop (Durma)
Görmeme ihtiyacım yok, bana istediğin gibi davran (Görmeme ihtiyacım yok, bana istediğin gibi davran)
Keep me in the dollhouse (Beni bebek evinde tut)
Dressed up, perfect, messed up (Süslü, kusursuz, karma karışık)
Friendly as can be, have your way with me (Arkadaş canlısı olabilmek için, istediğin gibi davran bana)
Just prop me with my head high (Oh, oh) (Sadece başım dik şekilde yerleştir)
Dollhouse, perfect, messed up (Bebek evi, kusursuz, karma karışık)
Torture me to sleep, paint the air I breathe (Uykuya işkence yap, soluduğum havayı boyayın)
Fishbowl, chokehold, clear water, I'm full (Balık kasesi, boğazda sıkışma, berrak su, tümüyle doluyum)
Perfect as can be, have your way with me (Kusursuz olabilmek için, istediğin gibi davran bana)
Somewhere (Bir yerlerde)
On some other lifetime (Başka bir yaşamda)
There's no price on me (Oh, oh) (Benim için bir fiyat yok)
Nothing to compete with (Rekabet edilecek hiçbir şey yok)
Pray for, no games, no war (Dua etmeye gerek yok, oyunlar yok, savaşlar yok)
I lay down, every night at sunset (Her gece gün batımında yatıyorum)
Glowing, fairytale, knowing (Parlayan, masalsı, bilerek)
Everything will be perfectly complete (Her şey kusursuz bir şekilde tamamlanacak)
Happily ever after, gleaming, daytime, dreaming ( Sonsuza dek mutlu, parlayan, gündüz hayalleri, rüyalarımda)
Once upon a time, in my brand new life (Bir zamanlar, yepyeni bir hayatta)
Guess I knew with my head high (Başım dik olduğumda anladım galiba)
Dollhouse, perfect, messed up (Bebek evi, kusursuz, karma karışık)
Torture me to sleep, paint the air I breathe (Uykuya işkence yap, soluduğum havayı boyayın)
Fishbowl, chokehold, dirty water, I'm full (Balık kasesi, boğazda sıkışma, kirli su, tümüyle doluyum)
Perfect as can be, have your way with me (Kusursuz olabilmek için, istediğin gibi davran bana)
Oh, oh, oh
You don't need me, baby (Beni ihtiyaç duymuyorsun, bebeğim)
Oh, you're dead to me, baby (Oh, benim için ölmüşsün, bebeğim)
Oh, yeah
When you call me your (Oh, evet)
Am I? Am I? (Ben mi? Ben mi?)
Love it when you call me daddy (Senin "baba" dediğinde çok seviyorum)
Am I? Am I? Am I? Am I? (Ben mi? Ben mi? Ben mi? Ben mi?)
Am I playing' all right now, daddy? (Şu an doğru mu oynuyorum, baba?)
Am I? Am I? (Ben mi? Ben mi?)
Am I playing' all right now, daddy? (Şu an doğru mu oynuyorum, baba?)
Am I? Am I? (Ben mi? Ben mi?)
Am I playing' all right now, daddy? (Şu an doğru mu oynuyorum, baba?)
Yorumlar
Yorum Gönder